Dün, ETSO Başkanı Alan’ın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından organize edilen Kültür yolu festivalleri için belirlenen 16 şehirden sonra 4 ili daha eklenerek 20 ye çıkarılması ve buna Elazığ neden dahil edilemedi? Sorusunu sormuş.
…..
ETSO Başkanı Alan açıklamasında; Harput, Palu, Hazar gölü, Hazar baba kayak merkezi, Keban Barajı, Kanyonlar, Kaplıcalar, sayısızca tarihi ve kültürel varlıklardan bahsetmiş.
Bunların tanıtılması gerektiğini dile getirmiş.
Doğru söylemişte;
İyi de bunları olması kimin umurunda…!
Ne zaman bunların varlığında dikkate alarak bu güne kadar tanıtabildik, koruduk, halkın istifadesine açtık.
Bu kadar varlıklarımızı kaderine terk ederek değerlendirilmemesinde kimler sorumlu.
Aslında, Elazığ’ın gerl kalmasında toplumun değil, bu şehri yöneten iradenin, şehri dert edinmediğinden kaynaklanan bir problemi var.
…..
Her zaman biz bazı gelişmelerden son anda uykudan uyanmıyor muyuz?
Uyanırken de treni kaçırmamışsak, vagona dahil olabiliyoruz.
Kaçırmışsak da, söylenmekten başka bir halta yaramıyoruz.
Halimiz budur.
…..
İlimizde son günlerde bazı iyi gelişmelerden bahsetmiştik.
Turizmin tanıtımı ve kentsel dönüşümde yapılan çalışmalar bizi tam heyecanlandırmıştı.
Bu açıklama sonrası moralimizi biraz bozulmadı desek yalan olmaz.
…..
Demek ki; henüz biz, bazı şeylerin farkında değiliz.
Ya sorumluluğumuzun idrakinde değiliz.
Ya da üstleneceğimiz sorumluluğun altından kalkamayacağımız korkusu ile bu gibi organizasyonların ilimize gelmemesindense gelmemesinin daha hayırlı olduğunu düşünüyoruz.
Şimdi sorarım…
16 ilde düzenlenmesi planlanan Kültür yolu festivalinin Malatya, Manisa, Mardin ve Kayseri illerini ilave ettiren hangi etmenler olmuştur.
…..
Mutlaka o ilin siyasi iradesi ve o ilin yönetim kadroları bir araya gelerek bu etkinliklerin 4 ilinde faydalanması gerektiği konusunda ortaya koyduğu ortak irade ile gerçekleşmiştir.
Biz ne yapıyoruz.
Biz düşünüp harekete geçemiyoruz.
Algılama ve öngörü yeteneklerimizde bir eksiklik var galiba.
Seyrediyoruz.
Biz ; “Armut’un pişmesini, ağzımıza düşmesini” bekliyoruz
Her halde…
….
Ancak bizim izlediğimiz mantık…
Bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyoruz.
Biz makamlarımızda oturalım.
Bir iki ufak şehirde etkinlikle, hizmet yapıyoruz algısını bu millet yer diye ufak düşünüyoruz.
…..
Bu yaşananları çok görmüyorum.
Bu kadar yaşananlar olumsuzluklara rağmen şehirde hala bir ahenk olmaz ise,
Şehirde her konuda ilgili kurumların bir talebi olmaz ise,
Şehri düşünen ve dert edinen STK’lar, bürokratlar ve siyasiler olmaz ise,
Halimizde böyle olur.
Sızlanmaya, tepki göstermeye gerek yok.
Sayın Başkan…
Aynen katılıyorum. Maalesef ilimizin iktidara mensup siyasileri halkın dertleriyle hemdert olamıyorlar, olmuyorlar. Sebebi de, halkın sayın R.T.Erdoğan'a olan sevgi ve sempatisi kendilerinin seçilmesine yetiyor olduğu için. Bu nokta-i nazardan bakıldığında adamların siyaset gailesi kalmamış oluyor. Bu ise kendilerini endişesiz kılmakta. Ama bu resmen mürailik. Hem kul hakkından ve dahi Hz. Ömer adaletinden dem vuracaksınız, hem de pervasızlık yapacaksınız. Buna mürailik denmez de ne denir. Ama çok yazık. Hem kendileri, hem de Elazığ için.