Sosyal medya, yazılı ve görsel basın haberleri hem Erdoğan’ın halkı tehdit eden mesajları (ki, kendileri kazanmazsa muhaliflerin elleri ve kollarını bağlanacağını söyleyen ANAP bugün yok, görünen o ki AKP de yok olmanın yolunda) hem de belediye başkan adaylarının kendi iktidarlarının yapmadığı hizmetleri yapacakları vaatlerini kapsıyor. Bu haberlere bakıldığında muhalefet partisinin adaylarının konumları gereği iktidarı eleştirmeleri elbette normal ancak iktidarın adaylarının iktidara muhalif demeçleri bizlerin yıllardır eleştirdiğimiz konularda ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor.
Yani, AKP iktidarlarının halkın menfaatleri için değil küçük bir azınlığa hizmet etmekte olduğunu teyit ediyor. AKP’nin İstanbul adayı Kurum örneğine bakarsak;
- Taksi sayısını arttırarak taksi sorununu tamamen çözeceğiz diyor. Öyleyse, Mevcut başkan İmamoğlu bu sorunu çözmek istediğinde neden engel oldunuz?
- 650 bin konut inşa edeceğiz. . 18 ayda 250 bin konut tamamlayacağız diyor oysa bildiğiniz üzere depremzedelerin büyük bir bölümü hala çadır ve Konteynerler de yaşamaya çalışıyor.
- Tüm köylülere; gübre, tohum, yakıt, canlı hayvan sağlanacağı ve ürünlerine Alım garantisi verileceğini söylüyor. O zaman samanı dahi ithal ettiğinizi nasıl izah edeceksiniz
İyi de 22 yıldır iktidarda siz varsınız, elinizi tutan mı vardı. Bunları şimdiye kadar yapmadığınız ortada iken bundan sonrası için bırakın vatandaşı, eminim söylenenlere kendileri dahi inanmıyorlardır.
AKP’nin yerel seçim beyannamesinde yer alan katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik, dirençli şehirler, çevre ve toplumsal refah başlıklı konular, adaylarının söylemi olarak halkımıza yansıtılıyor. İyi de günümüze kadar AKP iktidarları değil mi ormanları talan eden, depreme ön hazırlık konusunda hiçbir radikal önlem almayan ve insanlarımızı moloz altında bırakan, tek kişinin aldığı kararları uygulayan, şeffaflığı ortadan kaldıran ki ihalelerin nasıl yapıldığı ortada, toplumun yüzde 80’ini sefalete ve açlığa mahkum eden, TBMM’sini dahi hesap soramaz ve muhalif belediyeleri çalışamaz duruma getiren AKP’nin kendisi olmasına rağmen, sanki iktidarda başkaları varmış gibi davranıyor.
Ayrıca, 600 bin konut yapacağı iddiası karşısında AKP’nin İstanbul adayı eski Bakan Kurum’a sormak lazım 2023 yılı sonuna kadar 319 bin konut depremzedelere teslim edilecek diyen ancak 40 bin konut yapabilen, geri kalan vatandaşlarımızı çadır ve konteynerler de yaşamak zorunda bırakan AKP iktidarının sorumlu bakanı sizdiniz değil mi? siz Bakan olarak ne yaptınız ki? bol keseden atıyorsunuz…
Muhalif belediyelerin, projeleri gereği hizmetlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duydukları kredilerin kamu bankalarından alınmasını engelleyen AKP iktidarı, aslında muhalif belediyeleri değil insanlarımızı cezalandırıyor, hatta daha acı olanı son 10 yıl içerisinde 175 ülkeye toplamda milyar dolarları aşan oranda karşılıksız katkı sağlamak adına muslukları sonuna kadar açan bu iktidar, kendi vatandaşlarına gelince muslukları kör tıpa ile kapatıyor. Kelin ilacı olsa kendi kafasına sürer sözünden hareketle iktidar, olmayan ilaçla kelini örtmeye çalışan bir anlayış sergiliyor. Neden mi? ülkemizin kasası tam takır olmasına rağmen iktidar, aldığı dış borçları kullanıyor. Yani el kesesinden cömertlik! Neden acaba!
Değerli vatandaşlar, iktidarın tüm bu yalanları ile milleti aptal yerine koyması yanında, son bir ayda 22 evladımızın şehit verilmesi, adliye baskınında bir vatandaşımızın hayatını kaybetmesi hepimizi üzüyor. Bu olayların hep seçimler öncesi yaşanması ise oldukça manidar. 31.Mart yerel seçim öncesinde bu tür eylem ve söylemlerle halkı korkutarak, aldatarak siyasi kazanç elde etmenin peşinde olacağı görülen AKP iktidarı ayrıştırıcı politikaları sonucu kaos ve karmaşanın oluşturacağı korku atmosferinden dün olduğu gibi yarın da yararlanmak istemektedir.
DOĞRU PARTİ temsilcisi olarak sizlere soruyorum, bu oyuna oylarınızla son vermenin zamanı gelmedi mi? eğer geldiyse ve daha kötü bir durumla karşılaşmamak için sizleri, Rus yazar ve asker Tolstoy’un “Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez” sözüne atfen kazanan olmaya davet ediyorum. Aksi durumda AKP yönetimi daha önce olduğu gibi, 31.Mart yerel seçimlerine kadar yalancı baharı yaşatmak için “Mangalda kül bırakmayacak” sonrasında ise hepimize kara kışı yaşatacaktır.
Bizden söylemesi…