İktidar yönetimlerinin iyiliği ve/veya kötülüğünü yaptığı işlerin sonuçları belirler. Takım tutar gibi parti tutan seçmenlerin dışında kalan toplum iktidarları bu sonuçlar üzerinden değerlendirir. Benim liderim iyidir diyen seçmenlere sormak lazım iyi de iyi diyerek arkasından koştuğun ve yaptığı yanlışlıklar karşısında gıkını dahi çıkarmadığın iktidarın yönetiminde sonuçlar kötüyse onun iyiliğinin bir önemi olur mu? yönetimler varsın kötü olsun ama ülke ve insanımıza yansıması iyi olsun demek gerekmez mi?
Anton Çehov’un ÖDLEK adlı kitabının bir bölümünde, evde çocuklarına eğitim veren bir öğretmen ile çocukların babası arasında verilen eğitim ücreti hesaplaşması ele alınmış ve baba çeşitli bahanelerle öğretmenin hakkı olan bedeli kuşa çevirmesine karşın, öğretmenin çaresizliği ve bu haksızlığı kabullenişi üzerine kızar ve “haksızlığa karşı gıkını dahi çıkarmayan öğretmenin haksızlık karşısında” direnmesi gerektiğini söyler ve hakkı olan gerçek bedeli öğretmene ödeyerek bu zulmü nedeniyle öğretmenden özür diler. Bu hikaye bize zayıfları ezmenin ne kadar kolay olduğu noktasında tanıdık gelmiyor mu?
Tıpkı AKP iktidar yönetimi ve koşulsuz destekçilerinin milletimize uyguladığı zulmün karşılık görmemesi gibi. Karşılıksız kalmasının temelinde, AKP yönetimince; kurucu değerlere saldırılar ve cumhuriyet kazanımlarının üç beş kuruş karşılığı elden çıkarılması vb. uygulamalara milletin gıkını çıkarmaması yatmaktadır.
Günümüzde en önemli öncelikler; Ekonomi, hayat pahalılığı, sayıları 15 milyona ulaşan kaçak sığınmacılar(silahsız işgalciler), Adaletsizlik, İşsizlik, eğitim ve sağlık hizmetlerinin verimsizliği gibi sorunlar olup gündem olması gerekirken, AKP iktidarınca ortaya konan gündem dışı olayların peşine takılan halkımızın bu durumları benimsemesinden cesaret alan AKP iktidarının kendileri gibi “Zengin dostu, Fakir düşmanı” görevli Maliye Bakanı İngiliz Mehmet zamları, sıkılaştırma politikalarının gereği olduğunu söylemeye devam ediyor.
Ancak, bu zulme sebep olanları ve nedenlerini açıklamıyor, milletimiz yine seyrediyor ve gıkını çıkarmıyor! Öyleyse; her zaman olduğu gibi yine biz söyleyelim. Bunun sorumlusu Erdoğan, sebebi ise ülkemiz kaynaklarının saray ve eşrafına aktarılmasıdır. Aziz milletim sizler, bu durumu kabullenmek yerine gıkınızı çıkarsanız, Erdoğan tüm yanlışların bedellerini yüklediği yediden yetmişe halkımızın tamamından özür dileyerek istifa etmek zorunda kalacaktır. Zamanıdır, “GIKINIZI ÇIKARIN ARTIK”.
Değerli vatandaşlar, biliniz ki, bir kişinin en yakını geçmişidir. Bir kişiyi herkes terk edebilir fakat geçmişi o kişiyi asla terk etmez. Kimsenin gıkı çıkmıyor diye istediğini millete dayatmaya devam eden AKP iktidarı yönetiminin geçmişini sizlerin desteğiyle, ortaya döküp hukuk önünde yargılanmaları ve hesap vermelerini sağlayacak DOĞRU PARTİ temsilcileri var, var olmaya da devam edecekler.