İktidarlar sorunları çözmek için vardır. Ancak ülkemiz iktidarı bırakın çözüm bulmayı sorunları çözümsüz hale getirmenin yanında yeni sorunlara da yol açmaktadır. Çünkü; AKP iktidarı ülkemizi "sosyal devlet" anlayışından uzaklaştırmış parti devleti haline getirmiştir. Bunun sonucu olarak da kar amaçlı yandaş/paydaş şirketlerin etkinliği arttırılarak belli bir zümre dışında toplum hızla fakirleşmiştir. Bu durumun göstergelerinden biri de şiddetin her alanda boy göstermesidir. Eee halk arasında söylenen “İmam osurursa, cemaat s.çar” sözü günümüz olaylarının kimden kaynaklandığını hangi anlayışın ürünü olduğunu açıklıyor. Halk sorunlar karşısında çaresiz bir durumda.
Şöyle ki; Hastaneyi aararsın randevu alamazsın, SGK aranır sesli sistem seni muhatabına aktarmaz, bir dava açmak istediğinde bedel hemen yatırılsın denir kazanırsın iadenin peşine düşersin, çocuğunu istediğin okula yazdırma özgürlüğün yok, 2024 yılı emekliler yılı ilan edilir ancak sadece şezlonglar ve kaplıcalar ücretsiz dersin öyle ya karnını doyuramayan emekliler turistik tesislere akın ediyor sanki. İşte durum bu. Daha başka neler oldu, neler oluyor derseniz;
- Tasarruf tedbirleri nedeniyle yangın söndürme uçakları almaz, Cumhurbaşkanı emrindeki 13 uçağa dokunmazsın, ormanlarımızın cayır cayır yanmasını seyredersin.
- Uzaya gönderdiğin kişi için 50 milyon dolar ödersin ancak bu parayla 10 adet yangın söndürme uçağı almayı akıl etmezsin.
- Yandaşlar söz konusu olduğunda para bulursun, söz konusu emekliler, asgari ücretliler olduğunda para yok dersin.
- Elektrik, doğalgaz iletim ve dağıtım şirketlerinin soygunları karşısında kedi, vatandaşın karşısında aslan kesilirsin,
- Ülkemiz yanan ormanlık ve turistik alanlarını yapılan imar değişiklikleriyle yandaşlara peşkeş çekersin, depremzedelere bırakın barınma ihtiyaçlarını karşılamayı, bir konteyneri dahi çok görürsün,
- Uyguladığın politikalarla tarımı yok edersin, ithal ürünlerle yandaşların ceplerini doldurursun.
- Kendisi gibi düşünmeyenleri FETÖ, PKK, HAİN, SÜRTÜK, EV ZENCİSİ, CİBİLİYETSİZ… gibi hakaret ve suçlamaların muhatabı yaparsın, söz konusu kendisinin eleştirilmesi olduğunda ya dövülürsün ya da soluğu dört duvar arasında alırsın,
- İtibardan tasarruf olmaz bahanesiyle Sarayda lüks ve şatafattan vazgeçmezsin, halkın çöplükten ekmek aramasına seyirci kalırsın,
- Dini ve milli duyguları siyasi çıkarlar için kullanırken, milliyetçiliği ayaklar altına alarak, küresel güçlerin esiri olacaksın sonra da ben yerli ve milliyim diye övüneceksin,
- S-400 savunma sistemini depoda çürümeye terk edersin, F-35 projesinden atılırsın ödediğin paraları dahi geri alamazsın ama iç siyasete oynamak adına sözde kabadayılığa devam edersin,
- Taraflı tutumuyla toplumda ayrışmaya sebep olursun, her alanda yaşanan şiddet (ki en son TBMM’de kan akmıştır) olaylarına da yanlı bakarsın.
Olanların bir kısmıdır bunlar. DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak, ülkemiz ve insanlarımızın her alanda maruz kaldıkları bu zulmü yapan ve vampir gibi milletin kanını emmeye devam eden AKP iktidarı ve koşulsuz destekçilerini kınıyor ve ülkemizin selameti adına sağ duyuya davet ediyoruz.? Çünkü; endişem o ki önümüzdeki günlerde içeride olması muhtemel Aç Kurtlar gibi saldırıların önlenemez olacağıdır.
Değerli vatandaşlar, ülkemiz yangın yerine dönmüş, “Aç Kurtlar Partisi” ve koşulsuz destekçileri benzin bidonuyla yangını söndürmeye çalışıyorlar. Ülkemiz insanları nereye sürüklendiğimizin farkındalığıyla bu yangını elbette söndürecek iradeye sahiptir. Ancak, ülkemiz nereye gidiyor sorusu hala varlığını koruyor. Bu ucube sistemde ülkemizin AKP devletine dönüşmesiyle, devlette oluşan boşluğa saray ve eşrafı; obur egoları ve siyasi hırslarıyla aç kurtlar gibi saldırmaya devam ediyorlar. Bunların hepsi en büyük parçayı koparma savaşında. Bedellerini ise kanı emilen milletimiz ödüyor.