Türkiye’nin yetiştirdiği dünyaca ünlü keman virtüözü Suna Kan 87 yaşında hayatını kaybetti.
Haberi ilk aldığımda çok üzüldüm çünkü Suna Kan hayatının neredeyse tamamını müziğe adamış çok önemli bir sanatçı. Yeteneği küçük yaşlarda babası tarafından fark ediliyor ve beş yaşında iken babasından keman dersleri almaya başlıyor. Daha sonra ise aile dostları Hulusi Karsel’den keman dersleri alıyor. Ankara Devlet Konservatuarı sınavlarını kazanıyor ve bu okulda Avusturyalı eğitimci Walter Gerhardt ile başladığı temel keman öğrenimini İzzet Nezih Albayrak ve Gilbert Back ile sürdürüyor. Son olarak Liko Amar ile çağdaş müzik eserleri çalışıyor.
İlk resitalini 18 Nisan 1946'da Ankara Devlet Konservatuarı’nın konser salonunda verdi. Mozart 'ın 5. Keman Konçertosunu seslendirdiği bu resital nedeniyle “Harika Çocuk” olarak anıldı
1960 yılında Türkiye'nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin'le kurduğu keman-piyano ikilisi ile yurdun pek çok yerinde oda müziği konserleri ve resitaller verdi. İkili yurt dışında da çeşitli merkezlerde resitaller verdi. Daha sonra Almanya'da öğrenimini tamamlamış Gülay Uğurlata ile bir ikili oluşturdu. Tam 29 yıl birlikte çaldılar.
Suna Kan, 1970'li yılların başında orkestra şefi Gürer Aykal ve eşi Faruk Güvenç ile Ankara Oda Orkestrası'nın kuruluşunda yer aldı. Orkestra, yurt dışında yüzün üzerinde konser verdi; çeşitli plaklar yaptı. Sanatçı, 1977-1986 arasında Ankara Oda Orkestrası'nda başkemancı ve solist sanatçı olarak yer aldı.
Geniş bir repertuvara sahip olan Türk bestecilerin yapıtlarını programlarında ilke edinen Suna Kan, Türk sanatına katkısı ve üstün hizmetlerine karşılık 1971 yılında Devlet Sanatçısı unvanıyla onurlandırıldı. Yurtdışında çok sayıda turneler yaparak hemen bütün kıtalarda sanatını dinleten Kan, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İsviçre, Belçika, Hollanda, İsveç, Norveç, Rusya, Çin, Japonya, Kanada, Amerika ve Güney Amerika ülkelerinde konserler verdi.
Sanatçı, 1996 yılında Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası ile ödüllendirildi. 1997 yılında Müşerref Hekimoğlu’nun yazdığı “Suna Kan: Öz Şarkısını Duyuran Keman” adlı kitap Sevda - Cenap And Müzik Vakfı tarafından yayımlandı. 2006 yılında ise İKSV İstanbul Müzik Festivali tarafından Onur Ödülü verildi.
Müzik benim hayat biçimim
Suna Kan’ın bu muazzam başarısında şüphesiz en büyük destekçisi babası olmuştur. Nuri Kan kızının başarılarıyla her zaman gurur duymuştur. Hep diyorum böylesine büyük başarılarda ebeveynlerin rolü çok büyük çünkü çocuğunu iyi tanımak, ondan çıkan sesleri duyabilmek çocuğu özgür ve başarılı kılıyor. Zaten özgür olan bir çocuktan da başarısız olması beklenmez.
Suna Kan’ın çok sevdiğim bir sözüyle yazımı tamamlamak istiyorum diyor ki, Ben müzisyen olmamak diye bir şey bilmiyorum Bu benim hayat biçimim. Müziğe olan sevgisini ne kadar güzel anlatmış uzun uzun cümleler kurmaya bile gerek duymamış. Tek bir sözle birden fazla duyguyu bizlere aktarmış.