Sürekli değişen gündem arasında milletimizin asıl meseleleri gözardı edilmektedir. Vatandaşımızın asıl derdi bellidir. Yoksuldur, yoksullaşmaktadır. Açtır, aç bırakılmaktadır. Bakınız, 2025 yılı bütçe süreci başlamış durumdadır. Ancak biz en çok konuşmamız gereken şeyi konuşamıyor. En çok mücadele etmemiz gereken cephede mücadele edemiyoruz. Üç farklı kuruluşa göre yine üç farklı enflasyon rakamı ortaya çıktı. ENAG oluşumuna göre Ekim ayı sonunda yıllık enflasyon %89.77, İstanbul Ticaret Odası’na göre İstanbul enflasyonu %59.1, TÜİK’e göre %48.58 olarak açıklandı. Kısaca, devletin resmî kurumu ile bağımsız akademisyenlerden oluşan ekibin ölçtüğü oran arasında -yine- nerede ise 2 kat fark bulunmaktadır. Ortaya çıkan rakamların bu kadar tezat olması bile başlı başına üzerinde konuşulması gereken bir konudur.
İcra dairelerine her gün ortalama 21 bin yeni dosya geliyor. Bir önceki yıla göre batık kredilerin oranı yüzde 50 artmış durumda. Ne yazık ki iflas eden esnaf sayısı 2.5 milyonu aşmak üzeredir. Bundan doğrudan etkilenen vatandaşlarımızın sayısı ise en az 10 milyon kişidir. Türkiye 2001 krizinden daha kötü bir tablo ile karşı karşıyadır. Daha da kötüsü çözümü milletimize sunması gereken icra makamında oturup yetkiyi elinde bulunduranlar adeta bir film izler gibi olan biteni izlemektedir.
İktidarın yolsuzluk ve yoksulluk düzeneğinin en önemli kaldıracı, millet meclisinin en temel ve en önemli yetkisi olan bütçe yapma yetkisini bertaraf etmesinde saklıdır. Eskiden milyonlarca vatandaşımızın gözü kulağı ile yakından takip ettiği; siyasi partilerimizin her türlü soruları sorduğu, başbakanın Meclis’e gelip hesap verdiği bütçe görüşmelerinin artık Türk demokrasi tarihinde hoş bir seda olarak kaldığını biliyoruz.
Bütçe teklifi vatandaşın sırtına daha nice küfeler yüklemektedir. Çünkü Vatandaşlarımızın içinde bulundukları ağır ekonomik şartları iyileştirici hiçbir düzenleme bütçe metninde yoktur. Bu bütçe, milletin sırtına faiz küfesi yükleyen bir garabet bütçedir. Hani diyor ya Erdoğan, faiz lobisi… Kendilerinden daha büyük bir faiz lobisi olmadığı, açıkça görülmektedir bu bütçenin içinde. Toplam bütçe giderlerinin, faiz giderlerine oranı ortalama %15’in üzerindedir! 2025 yılı faiz ödemeleri 2024 yılına göre gelecek yıl yüzde 50,3 artışla 1 trilyon 950 milyar liraya yükselmesi öngörülmektedir. Yani saatte ortalama 225,7 milyon lira fakirleşeceğiz. Sarayın faiz ve yağma çarkı, yandaşlar ve çeteler ise bir o kadar zenginleşecektir.
2025 bütçesinin adı zulüm bütçesidir. Ve biz bu zulüm bütçesine sonuna kadar karşı duracağız. Bu bütçenin milletin dertlerinden uzak, milletin sıkıntılarına çare olmayan son bütçe olmasını diliyoruz. Denkliği esas alan, odağında milletin ve devletin sorunlarının olacağı, açık ve şeffaf bir bütçeyi yapıp meclisin önüne getirmek, inşallah İYİ Parti kadrolarına nasip olacaktır.
Siyaset
Yayınlanma: 07 Kasım 2024 - 13:52
Güncelleme: 12 Kasım 2024 - 14:03
Türkiye 2001 krizinden daha kötü tablo ile karşı karşıyadır
İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Habip Yaşar yaptığı basın açıklaması ile gündemi değerlendirdi. Anayasa tartışmaları, Kayyum meselesi, Öcalan konusu Türkiye gündemini meşgul etmektedir dedi
Siyaset
07 Kasım 2024 - 13:52
Güncelleme: 12 Kasım 2024 - 14:03
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir